Seçimin üzerinden neredeyse 1 yıl geçmesine rağmen Uşak Belediyesi’nin işten çıkarılma haberlerini sürekli duyuyoruz. Üstelik bu söylentiler bir kaç kişi tarafından da değil. Yüzlerce kişi tarafından konuşulan ve bilinen şeyler. Ben bu gerçekleri sizlere anlatmayacağım. Zaten bilinen ve görülen şeyler. Bu konuyu bir kaç başlık altında değerlendirip sizlere kendi bakış açım ile izah etmeye çalışacağım.
Seçim Sonrası Belediyelerin Personel Çıkarması
Bu yıllardır bilinen ve söylenen bir şey aslında. Her yerel seçim sonrasında eğer bir Belediye yönetimi değişiklik gösteriyorsa elbet var olan kadrolarını değiştiriyor ve değiştirme gereksinimi yaratıyor kendinde. Şimdi bunu sanki legal bir durummuş gibi izah ettim ancak ben sadece siyasi bir gözlem yapıyorum. Bu konu ayrıca üzerine konuşulup yazılması gereken bir konu. Dolayısıyla yeni gelen yönetim kendi kadrosunu değiştiriyor. Zaten ülkemizin gerçeği olan bu olay, liyakatli veya liyakatsiz tanımadan ve kimsenin gözünün yaşına bakmadan gayette apaçık bilinen bir gerçek. Sonuç olarak bu gerçeği kabullendiğimizi varsayarsak her türlü belediyenin yaptığı gayrimeşru işler legalleşiyor.
Çünkü bütün partiler “ne yani o kadar yıl bu partiye gönül verdim benim işim olmasın mı?” görüşüyle hareket ettiği için kendinlerini haklı ve meşru kılıyorlar. Ya da en kötüsü de şu “yıllar boyunca onlar kendi adamlarını aldı şimdi sıra bizde” 🙂 Bu en kötüsü işte. Bence kötülüğe kötülükle cevap vermek ahmaklıktır. Senin partinin tüzüğüne ve kurucusuna ihanettir!
Muhalif görüşüm gereğiyle ve gördüklerim dolayısıyla AKP yönetimin de çok görülen bir olay aslında bu. Elbet CHP ya da diğer partilerde de görülüyordur ancak 2024 seçim öncesi çoğunluk AKP olduğu için bu tarz sorunların AKP’li yönetimlerce yapıldığı gerçeğini yadsımamak gerek. Bu açıdan şehrimiz Uşak’a yönelerek yazımıza devam edelim.
Yazarın CHP ve Uşak CHP İdealizesi
Uşak, CHP yönetimine geçince aslında sevindim. Kendimi CHP’li bir birey olarak görmesem de ideolijini “aydın, çağdaş” gibi kavramlarla nitelendiren bir parti kazanınca dedim ki bir şeyler değişiyor ve şehrimizin için kaynaklarını iyi ve verimli kullanan ayrıca çağdaş ve liyakatli bir yönetim olacak. Bu ön yargı aslında çok doğal değil mi? Çünkü İktidar partiye yapılan yıllardır eleştirilerin ana muhalefet parti olan CHP’nin yapmaması gerek diye düşünüyor insan. Ancak yapmaz dediğimiz her şeyi Uşak CHP yaptı. Atatürk’ün partisini ayaklar altına aldılar. Sanıyoruz ki kaynakları güzel ve verimli kullanılar, bırakın güzel kullanmayı verimli de kullanmıyorlar. Liyakatlı işe alımlar olur dedik, işi bilen bölümünü okuyup hakkıyla yapan insanları atıp yerlerine vasıfsız insanları aldılar. İnsanlara baskı yapılmaz daha rahat ve özgür bir şehir olur dedik, gazetecileri baskılamaya çalışıp belediye de çalışan insanlarla zorla istemediği şeyleri yaptırdılar. Özetle yapmaz dediğimiz her şeyi Uşak CHP dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi yaptı… Daha da özetle AKP’nin yaptığı her şeyin daha fazlasını Uşak CHP’si yaptı. Sürekli Uşak CHP diyorum çünkü bu yerel yönetimi bütün Cumhuriyet Halk Partisine atfetmek istemem, istemiyorum… Ancak istemediğim halde şu soru yüzünden sanırım bütün CHP’yi suçlamak istediğime emin olmaya başlıyorum.
Bütün Bunlar Olurken Halk, Yardımcılar, Müdürler, Uşak Cumhuriyet Halk Partisi Örgütlenmesi Ne Yapıyor?
Evet, kendime sürekli sorduğum soru bu. Şu bir gerçektir küçük bir yönetimin yaptığı liyakatsizliklerden yola çıkarak koca partiyi zan altında bırakmamak gerek. Bunun farkındayım ve emin olun yapmamaya çalışıyorum. Ancak parti dediğin şey bir, iki, yüz, bin kişiden oluşmuyor ki. İçerisinde yüzbinlerce insan var. Bütün bu kötülükler, adam kayırmalar, yolsuzluklar olurken biride kalkıp ne yapıyoruz biz? bu doğru mu demiyor. İşte sürekli sorguladığım şey bu. Nerede CHP Uşak İl Örgütü? Nerede başkan yardımcıları, nereden kendini “devrimciyiz, halkçıyız, adaletliyiz” diye tanıtan müdürler.
Bütün bunlar olurken bu kişiler üç maymunu oynadı. Ki bu parti CHP olunca içerisinde kendi kendini yok eden bir mekanizma olmalı diyor insan. En çok demokrat olması gereken parti bu parti. Ancak bu partinin içerisinde de bu kavramlar bilinmiyor ve kabul görmüyorsa vah Türkiye’nin, Uşak’ın haline…
Sonuç olarak ben bu gördüklerim karşısında şaşkınlığımı gizleyemeyip artık sadece yazmakla yetiniyorum. Birilerinin konuşup sesini çıkarması gerektiğine inanıyorum. Bu yönetim anlayışıyla ne Cumhuriyet Halk Partisi bir yere varır ne de güzel şehrimiz Uşak. Şehrimiz Uşak için bir nebzeye kadar üzülebilirim ama CHP böyle devam ederse ülkemiz için daha çok üzülürüz.
Özetle değerlendirmelerimi aşağı yukarı izah etmeye çalıştım. Bu henüz en özet ve kısa halidir. Uşak’ta gördüğüm ve duyduğum hiç bir şey beni memnun etmiyor. Ötesi ülkemizin geleceği adına düşündürüp korkutuyor. “En güvendiğimiz” yönetim yani CHP bunları yapıyorsa gelecekte çok kötü günler bizi bekliyor. Kime güvenip kime güvenmeyeceğimiz hiç belli değil. Derler ya at izi it izine karışmış…
Saygılarımla.

YORUMLAR